"covid19'la 'doğru' mücadele etmek"

çözüm öncelikle bu sonuca neden olan enfeksiyon zincirinin hiç oluşturulmaması, eğer oluşmuşsa da bu zincirin pek çok noktada kırılarak sorunun büyümesinin, dolayısıyla da etkisinin azaltılmasıdır.

27.10-01.11.2020 / dereköy


o çaresiz, o yalnız, o karanlık günde,
siz neredeydiniz diyeceğim, neredeydiniz?
ben perişan, utanmış...bu köyün üstünde,
kahrolurken, siz beyciğim neredeydiniz?
ceyhun atuf kansu, 'kızamuk ağıdı'

kendimi hekim saymadığımı ilân edeli çok oluyor. ama tabii ki bu temel hekimlik bilgisine sahip olmadığım anlamına gelmiyor. öncelikle kendi çalıştığım konularda olmak üzere, öğrendiğim bilgilerin hepsini sürekli ve düzenli güncelleştirmesem de en azından temel bilgilere sahip olduğumu söyleyebilirim.

kuramsal ve pratik bilgi yanında, bilgiyle elde edilemeyecek bazı tutum ve alışkanlıklara sahip olmak da çok önemlidir. bunlar yaşam içinde ve pek çok vesile ile ve yine bir çok bedel ödenerek kazanılıyor ve kuşkusuz bir düşünce ve ideoloji doğrultusunda şekillenip gelişiyor. bu düşünce ve ideoloji de bazı kavramları nasıl algılayıp, onlar için nelerin, neden ve nasıl yapılması gerektiğini belirliyor. böyle şekillenmiş tutum ve alışkanlıklar söz konusu olmadan sadece "yeni ve güncel" bilgiye sahip olmak, yaşama müdahale etme ve onu değiştirmeye yetmez hiç bir zaman. dahası bir süre sonra, kişiyi sadece o bilgilerin sıradan bir uygulayıcısı ve savunucusu, dahası belki de "kölesi" yapar.

bir enfeksiyon ya da göğüs hastalıkları uzmanı değilim, keza mikrobiyolog ve epidemiyolog da değilim, ancak yine de yaklaşık bir yıldır dünya üzerinde yaşadığımız ve giderek daha kötü olduğunu gözlemlediğimiz covid-19 pandemisi konusunda doğru bildiklerimi söyleme hakkına sahip olduğumu düşünüyorum.

öncelikle bunu yapıp yapamayacağımı ortaya koymak, bu hak ve yetkinin kaynağını, aşağıda söz edeceğim bilgilere neden, nerede ve nasıl sahip olduğum bilgisini sunmak, sanırım bu metnin okunması ve kabûlü için ön koşullardan birisi olacaktır. kanımca böyle yaklaşılması da doğrudur, çünkü ben de bu konuda yazıp çizenlerin ortaya koyduklarına bakarken bu noktayı irdeleyerek okuyor ve onların ne dediklerini anlamaya ve haklı olup olmadıklarını saptamaya çalışıyorum.

bilgimin dayanakları, "yeter" ve "gerek" şartlar...

temel tıp eğitimini tam kırk yıl önce tamamladım. onun ardından dört yıl kadar "pratisyen hekim" olarak çalıştım. bunun yaklaşık iki yılını, bence hâlâ hem tam anlaşılamamış, hem de kendisinden önceki ve sonrasındaki diğer sağlık hizmet modellerine üstünlüğü reddedilemeyecek olan sosyalizasyon modelini izleyerek, gözlemleyerek ve uygulayarak geçirdim. bu dönemde sosyalizasyon uygulaması ve sağlık ocağı deneyimini, onun önemli hocalarından ve uygulayıcılarından birisi olan, her zaman şükranla andığım aslında büyük bir "halk sağlıkçı" olan sevgili çağatay abi'den (güler) öğrendim. onunla birlikte, doğrudan öğrencileri olmasam bile her zaman çevrelerinde olabildiğim diğer önemli ve büyük halk sağlığı hocalarının da anlattıkları, yaptıkları ve yazdıklarından da haberdardım.

bunlar, bence her hekimde olması gereken toplum sağlığı yaklaşımının da temellerini oluşturdu.

sonraki mesleki yaşamımda ise yaklaşık 25 yıl bir enfeksiyon hastalığı benim uzmanlık eğitimimi aldığım dermatolojinin bir alt alanı oldu. bu yazıdaki savlara dayanak oluşturacak temel bilginin ötesinde bana ciddi bir uygulama deneyimi de sunan bu alanda, hâlâ en çok korkulan ve bir dönem avrupa dahil dünyanın her yerinde en çok kaçınılan "cüzzam/lepra" hastalığının, bu coğrafyada başarıyla sonuçlanan "kontrol projesi"nin değişik konumlarında aktif olarak ve hem alanda, hem de klinik olarak görev yaptım.

bu süreçte sadece tıbbi bilgi değil, bir bulaşıcı hastalık sorununa yaklaşım ve çözüm konusunda çok önemli olan, problem çözme, akıl yürütme ve süreçten öğrenme konularında yerli yabancı çok önemli hocaların tedris-i rahlesinden geçmiş oldum. dahası yine bu sırada çeşitli bilimsel araştırmaların içinde yer aldım ve onlara katkıda bulundum. bu bağlamda sağlık hizmet sunumu ve sağlık yönetimi konusundaki yurt içi ve dışında aldığım eğitim ve kurslardan da söz etmeliyim.

cüzzamla ilgili çalışmalar sırasında aynı bölgelerde önemli bir salgın oluşturan "şark çıbanı" hastalığının da konrolüyle ilgili ön çalışmalarda yer aldım, bu konuda uygulamaya geçilmese de lepra konusundaki bilgi ve deneyimlerden yola çıkarak bir kontrol programı projesi yazdım.

yaklaşık 30 yıllık bu süreçte, farklı ülkelerin ve yerlerin hizmetlerini yerinde görüp yaşamamın da bu bilgilere önemli oranda katkı sağladığını söyleyebilirim. bunlar arasında özellikle ingiltere'deki "ulusal sağlık sistemi"(nih) ve her ne kadar sosyalist sistem çöktükten sonra görmüş olsam da azerbeycan'da sosyalist dönemde yapılan uygulamalardan kalanları yerinde gördüm.

ayrıca bu konuda yine önemli olduğunu düşündüğüm bir modelden de söz etmeliyim. bu kez "batının taşıma suyuyla özel bir alanda hizmet sunma" olgusunu etiyopya'daki sağlık hizmetini, hem de "sol" bir darbeden sonra, kübalıların hemen her alanda iş başında olduğu dönemde izledim, tanık oldum ve kısa bir dönem de olsa alan uygulamasında yer aldım.

bunlara sağlık hizmetine eleştirel bir gözle bakmayı, eksiği, yanlışı, yanılgı ve önyargılarla, koşullandırmaları daha kolay görmeyi sağlayan bir "sağlık medyası alanı" deneyimimi de eklemeliyim.

tüm bunlar, sağlıkla ilgili bilgi ve görgü anlamında en azından "gerek şart"ın söz konusu olduğunu gösteren ve sanırım kimsenin önemini reddemeyeceği olgu, durum ve gerçeklerdir.

ama bence bunların üzerinde bir başka "yeter şart" ları vardır.

bunlardan birisi bu alana, hizmete verenlerin yani "hekim" ve sağlıkçıların gözünden değil, bu hizmetin hedefi olan, onlardan yararlanan, çoğu zaman da talep edip, taleplerinin gereğine ulaşamayan ve bu yüzden mağdur olanların tarafından ve onlar açısından bakabilmektir. ben bunu da on yılı aşkın süresi hasta hakları konusundaki aktif çalışmalarım sırasında öğrendim.

ikincisi de "hastalığın değil, sağlığın önce gelmesi" ilkesidir. bunu da daha öğrenciliğimden başlayarak aktif hekimlik dönemimde içinde, yanında, en kötü ihtimâlle kıyısında köşesinde bulunduğum bir başka eğitim odağım olan meslek örgütümde öğrendim.

bu örgüt daima "hak temelli" yaklaşımı, "sağlık hakkı" olgu ve kavramıyla ile birlikte önceleyen bir bakış açısı ve yaklaşıma sahip olmuş ve olmaktadır. bu sağlgınla ilgili şu andaki yaklaşımı, söylem ve eleştirileriyle en doğru ve en yerinde tutumları tarif eden, bu yüzden de iktidar odaklarının ortadan kaldırmak için uğraştıkları bir yapıdır.

bunlar da kanımca yeter şartın gerekleri ve tamamlayıcısıdır. dolayısıyla böyle bir toplumsal sağlık sorunun çözümüne dair temel yaklaşımları, en azından bu tür sağlık sorunlarına nasıl bakılması, dahası çözümlerinde nelerin öncelenmesi, doğru tutum ve davranışların neler olması gerektiği konularında düşündüklerimi dile getirme, hak, yetki ve ödevim olduğumu düşünüyorum. bu çerçevede tanımlanmış bütünlüklü bir bakış ve yaklaşım, doğru çözümler ortaya koyabilir ve bunların hepsi covid19'la mücadeledenin bence temel unsurlarıdır. bunların herhangi biri eksik olduğunda verilecek mücadelenin de o bakımdan eksik olacağı, dolayısıyla başarının da sınırlı olacağı öngörülebilir. daha genel bağlamıyla söyleyeyim, covid19'la gerçekten mücadeleyi şekillendirecek olan iki temel unsurdan ilki toplumcu ve antikapitalist bir bakışın gerekliğidir ve bu olmazsa olmaz bir ön koşuldur.

ikincisi de soruna sadece bir salgın hastalığın tedavi ve kontrol altına alınması olarak bakılmaması; bunun öncesinde sağlığı ve sağlıklılık hâlini bütüncül bir yaklaşımla ele alınması; toplumu oluşturan tüm bireylerin sağlığının, hem de sağlığın belirleyicilerinin etkisi altında şekillendiğini bilen, sorunların ve çözümlerin de ancak bunlar bilindiğinde saptanıp bulunabileceğini düşünen ve bunu önceleyen bir yaklaşımın söz konusu olmasıdır. bir başka deyişle şu anda gözlemlediğimizin tersine ve onun üzerinde bir yaklaşımın benimsenmesidir.

yapılan yanlışlar ve olması gereken doğrular

bugün bu konuda yapılanlar, sağlığın ve sağlıklılığın toplumun sadece kendilerini destekleyen kesimlerinin hakkı olduğu düşüncesiyle sunulmaktadır. dolayısıyla yapılan her şey kendi öncelikli amaçlarına yönelik hizmet sunanlara, kendi değer ve kurallarına uygun davranıp yaşayanlara, kendi biat etmiş kullarına tanrının verdiği izin ne kadarsa o kadarını yapmayı yeterli gören, bu işlerin sadece kendi sorumluluğu ve kendine özgü bir hak ve görev olduğu düşünen, son çıktının da aslında "toplumun iyiliği" değil, bu sektörden küresel anlamda sağlanacak "kâr olarak gören" ve önceliği bunlara verip, sorunu sadece bir kriz yönetimi olarak tanımlayanlarca, mevcut küresel örnekleri taklit ederek ve hizmeti bu bakışla planlayıp yürütenlerle birlikte ve onlara benzer şekilde davranılarak çözümlenmeye çalışılmaktadır. hepimizin tanık olduğu bu kesimin ulaştığı sonuç ise her anlamıyla tam bir başarısızlıktır.

bu saptamaları yaptıktan sonra, bu sorunun çözümüne dair nelerin yapılması gerektiği konusundaki düşünce ve yaklaşımlarımı ortaya koyabileceğimi düşünüyor, dolayısıyla buradan sonrasının bu noktaya kadar söylediklerimi doğal, mantıklı ve doğru olarak görenler tarafından okuncağını bilerek yazıyorum.

bilindiği üzere bu sorun başından beri bir "pandemi" olarak tanımlanmaktadır. dünyadaki tüm yaşamın ve kapitalizmin artık küresel olarak yaşandığı 21. yüzyılda olaya basitçe bu adın verilmesi bana çok anlamlı gelmemektedir.

üçüncü bin yılın başından beri dünya sağlık alanında zaten bu tür sorunlarla uğraşmaktadır ve bu hiç kimse için yeni bir durum değildir. diğer yandan bu çok cafcaflı adın gündem edilmesinin ardında, bence, sorunun büyüklüğünü gösterme dışında bir amaç söz konusudur. başka bir deyişle bu sözcüğün seçilmesi tesadüf değildir. çünkü bu kavram kullanılarak "bu sorun sadece benim, bizim sorunumuz değil, dünyanın sorunudur, dolayısıyla yetersizlik, başarısılık ve eksikliklerin sorumlusu olarak beni, bizi görmeyin" de denilmiş oluyor. bu söylem sorunun verdiği zarar ve kaybın sorumluluğunu üzerinden atan sorumluluğu başka yerlere ve bir anlamda da tanrıya havale etmenin bir başka biçimde ifadesidir.

geçtiğimiz on aylık dönemde bunun pek çok örneğini çeşitli söylem ve uygulamalara tanık olarak birlikte yaşadık. dolayısıyla yönelinen hedef benim yukarıda belirttiğim sonuçlardan çok başkadır ve bu kavramsallaştırma sadece propaganda amaçlı ve görev düzlemini de buna göre şekillendirmek için bulunmuş bir kolaylaştırıcı bir nitelik taşımaktadır.

bence yaşadığımız bu durum adı ne olursa olsun, özünde bireyleri ve dolayısıyla toplumu tehdit eden bir toplumsal enfeksiyon hastalığı yani bir salgındır ve bunun çözümü öncelikle bu sonuca neden olan enfeksiyon zincirinin hiç oluşturulmaması, eğer oluşmuşsa da bu zincirin pek çok noktada kırılarak sorunun büyümesinin, dolayısıyla da etkisinin azaltılmasıdır. zincirin oluşmasını önlemek, etkenin hedef nüfusunun etkenden korumak, zinciri kırmak ise hastalığa yakalanmış olanların toplumla ilişkisini kesmektir. aşı olmasığı için korunma "maruziyet"in engellenmesi, bulaşın engellenmesi ise "karantina" ile sağlanabilir. tek başına mevcut hastaları tedavi etmek, bu zinciri kırmaya yetmeyecektir. burada mevcut hastalar yanında onlara hizmet eden kişiler hasta olmasalar da zincirin sürdürülmesinin en önce gelen sorumlularıdır. dolayısıyla onların da hastalık belirtilerini taşımasalar da potansiyel hasta olarak kabul edilmeleri zorunluluktur ve bu kesimlerin de toplumla ilişkilerinin tümüyle engellenmesi gerekir.

bu yaklaşım bir yandan da, aslında son on beş yıldır, dünyanın pek çok yeriyle koşut bir şekilde burada da uygulanan, aile hekimliği modeliyle, ondan önce eksik gedik ve kısmen de olsa uygulanan sosyalizasyon (sağlık ocağı sistemi) arasındaki farkı ortaya koyacak sonuçlardan yola çıkarak yapılan yanlışları gösterecek niteliktedir.

yukarıda anlattığım nedenlerle ben yaklaşımımı buradan kuruyorum, bunu yaparken de dünyanın sorununu çözme görevinin benim görevim olmadığını, zaten bunu yapacak yeterlilik ve kapasitede olmadığımın bilinciyle hareket ettiğimi, ancak bu yaklaşımın aslında küresel ölçekte benimsenmesi gerektiğini belirtmek durumundayım. dolayısıyla soruna "küresel düşünüp yerel çözümler üreterek" değil de yerel, hattâ "noktasal" düşünüp, bunun çıktılarının daha geniş ölçekli düşüncelere de zemin oluşturması yaklaşımını benimseyeceğim.

bu bakışla benim yerelim elbette bir sağlık ocağı bölgesinden oluşacak ve yükümlülüğüm de sağlık ocağıbölgesindeki herkesin sağlıklılığını sürdürmek olacaktır.

dolayısıyla dikkât edilmesi gereken temel nokta ve amaç sadece hastaları tedavi etmek, onları yalıtmak ve bu enfeksiyonu kontrol altına almak değildir; asıl olarak buradaki henüz hastalanmamış kesimlerin bu durumlarını yani sağlıklılık hâllerini sürdürmeyi sağlamaktır, başka bir deyişle yapılması gereken iş şimdikinden farklı olarak hastalık için değil, sağlık için uğraşmaktır.

sonra yine tartışmak kaydıyla iki yaklaşım arasındaki şu somut farklılıkların da altı çizilmelidir:

ilkinde hastaların saptanması tedavisi ve yalıtılması birincil ve öncelikli, zinciri oluşturan bulaşın önceki ve sonraki kaynaklarının izini sürmek ise ikincil ve önemsizdir. bu bağlamda henüz hastalık belirtisi taşımayanların ne yapıp nasıl davranacağı içinde bulundukları risk ve tehlike en genel bağlamıyla tanımlanmış ve onların bireysel tutum ve davranışlarına bırakılmıştır.

benim önereceğim sağlığı ve sağlıklılığı önceleyen çözümde ise sağlıklı olanların bu hâllerini sürdürmelerine yönelik bazı işler birincil ve öncelikli, mevcut hastaların tedavi ve izolasyonu ise ikincil ve hastalığın seyrine bağlı olarak şekillendirilmiştir.

bu farkın nedeni irdelenirken de bu pandeminin kontrolu sürecinde somut olarak yapılan ve yapılması düşünülen işler irdelenmelidir. eğer bunlar aşağıdaki işler olarak tanımlanıyorsa, burada öncelikle ve ciddi olarak başka düşünceler ve planların da gündemde olduğu gözardı edilmemelidir:

  • 1. salgını olası 'en az kayıp/zayiat'la atlatacak işlere odaklaşmak,
  • 2. bu salgını yapan etkene karşı bağışıklanmış nüfusu çoğaltmak,
  • 3. bu süreç ve onun yönetiminden bazı somut yan kazançlar ve çıkarlar elde etmek
  • 4. sağlık için değil örneğin iktidarı elde tutmak için bazı şeyler yapmak.
  • 5. geleceğe dair bazı dersler ve sonuçlar elde etmek.

    ben bunların hepsini reddederek, amacımı ve yapacağım işleri tümüyle bu salgından etkilenmeyecek ve en azından bu hastalık açısında sağlıklılık hâlini sürdürecek bir ocak bölgesi nüfusunun korunması olarak tanımladığımı ve aşağıda bunu sağlayacak işler yapmayı öneriyorum.

    doğal olarak kendimi de yukarıda söz ettiğim bilgi ve deneyimlerle donanmış bu sağlık ocağında görev yapan ekibin bir üyesi ve "hekimi" olarak tanımlıyorum.

    şimdi denilecektir ki "keşke sorun bu kadar basit olsa! biz bir ülkeden hattâ dünyadan söz ediyoruz!"

    işte temel yanılgılardan birisi de budur bence. eğer bu salgın sırasında bir sağlık ocağı bölgesindeki insanların en azından bu açıdan sağlıklılık hâlinin devamını sağlayamazsanız, ne o ocağın içinde olduğu ilçe ve şehirde, ne de o şehrin yer aldığı ülkede, dolayısıyla dünyada bu hastalığı kontrol altına alamaz, insanları sağlıklı kılamazsınız. çünkü sağlık ocağı bölgesindeki yaklaşım bir ilçe ve şehirde de aynı şekilde olmazsa arzulanan sonuca ulaşılamaz. başka bir deyişle burada anlatacağım yaklaşım bu sağlık ocağına komşu diğer sağlık ocaklarında, onların biraraya gelmesiyle oluşan sağlık gruplarında, hizmetin ilçe bazında örgütlendiği yerlerde ilçelerde, giderek şehirlerde ve ülkenin tümünde benzer biçimde sürdürülmelidir. tabii ki bunun sonucunda dünyada da bir model önerisinde bulunuşmuş olacaktır.

    neler nasıl yapılmalıdır?

    söz ettiğim modelde yapılacak işler ve işlerlik satır başlarıyla şöyledir:

  • 1. toplumun tümünü en son bireyine kadar doğru, tam ve sürekli biçimde bilgilendirmek,
  • 2. henüz hastalanmamış (sağlıklı) nüfusun yaşam alanının böyle olmayan, ya da böyle olup olmadığı bilinmeyen alanlarla arasındaki sınırı kontrol altında tutmak, bu sınırdan içeriye geçişleri engellemek, bu kişileri ve herhangi bir nedenle korunmuş alandan zorunlu nedenlerle dışarı çıkmak durumunda olanları da eğer geri dönerlerse aynı şekilde ve hastalığın olası kuluçka süresi kadar bu giriş noktalarında karantinaya almak.
  • bu amaç doğrultusunda belilenmiş alanın giriş çıkış noktalarında (a) kontrol amaçlı sağlık istasyonları oluşturmak, (b) giren kişilerin söz konusu karantina süresinde içinde bulunacakları barınma, bekleme alanları oluşturmak ve bunların iaşe ve ibatesini eksiksiz biçimiyle sağlanmış karantina birimleri kurmak.
  • 3. alan içinde kalan herkesin tek tek "kuşkulu temas" durumlarını kontrol etmek, kuluçka süresi kadar süre içinde alan dışına çıkmışlarsa, ya da alana dışarıdan giren kişilerle temas etmişlerse bu kişilerin ve kendilerinin alan içinde olan ocak bölgesi nüfusundan olanlarla temas durumlarının listelenmesini ve bunların merkezi bir kayıt sistemiyle izlenmesini sağlamak. bu kişilerin tümünün yani temasta bulunanların kendi mekân ve ortamlarında karantinaya alınmasını sağlamak.
  • 4. herhangi bir biçimde hastalık belirtileri taşıyanları, durumlarına bakarak ya bulundukları yerde, durumları ciddi ise ilgili merkezlere sevkini yaparak, aile bireyleri ve çevresindeki kişilerle, yine aynı sürede temasta bulundukları kişileri benzer biçimde karantinaya almak.
  • 5. bu kontrollar sonunda karantina ve izlemede olanların dışındaki tüm nüfusun olağan yaşamını sürdürümesini sağlamak.
  • 6. bu konuyla uğraşan sağlık personeli ve yardımcılarının da gerekli tüm tedbirleri alarak ve uygun giysi ve donanımla hizmeti sürdürmeleri, sürekli olarak belirli bir bölgede ve toplu olarak barınmasını, işlerini buradan sürdürmelerini sağlamak.

    bu temel ilkeleri yaşama geçirmek üzere şunlar yapılacaktır.

    olaydan haberdar olunduğu anda öncelikli ve acil olarak bu yapının temel unsurlarından birisi olan sağlık ocağı kurulu toplanır. bu ilçe ve şehirler hattâ ülke düzeyinde yapılması gereken en önemli işlerden birisidir ve şu ana kadar yapılmamıştır, mevcut sıkıntıların büyük bölümü de bundan kaynaklanmaktadır.

    bu kurulların nasıl oluşacağı söz konusu yasada belirlenmiştir, dolayısıyla diğer düzeylerde oluşturulması da aynı mantık ve kurallar çerçevesinde yapılabilir. bu kurulu gerektiği şekilde bilgilendirip yapılması gerekenler işaret edildikten sonra kurul, şu iki işin eş zamanlı olarak yapılması konusunda hemen karar alır ve bu kararları uygulayacak şekilde söz konusu topluluğun bütününe bu çabaya dahil olmalarını ve işbirliği yapmalarını önerir.

  • 1. ocak bölgesine girişlerin tümünün kontrol altına alınması ve buralarda kurulacak istasyonlarla hemen birer karantina oluşturulmasını sağlanması. burada ocak bölgesine giriş çıkışların sayısı söz konusu uygulama gerçekleştirilemeyecek kadar çoksa bunların bazıları kapatılarak, kontrollü girişlerin söz konusu düzenlemenin yapıldığı noktalardan olacağı da bu karara dahil edilir.
  • 2. eldeki mevcut imkânlar değerlendirildikten sonra ocak bölgesinde bulunan kişilerin en uçta olanları dahil, burada yaşayan tüm kişiler durumdan haberdar edilip, ayrıntıları o sırada tam olarak netleşmese de, her enfeksiyon hastalığında alınması gereken önlemlerin alınmasının zorunlu olduğu, buna yönelik bir davranış modelinin benimsenmesi gerektiği, bunun temel bir kural olduğu duyurulur. başka bir deyişle, elde edilen her yeni bilginin ekleneceği doğru ve tam bilgilendirme hedef nüfusun tümüne yönelik olarak sunulur, yapılması gerekenler açık ve somut olarak belirtilir. bu bağlamda enfeksiyonun ortaya çıkması için bu enfeksiyona yakalanmış bir hastayla temasın mutlak gerektiği, dolayısıyla bu maruziyetin söz konusu olmaması için gereken tutum ve koruyucu önlemlerin alınması gerektiği söylenir, dolayısıyla "kuşkulu temas" bu hastalıkta en önemli unsur olduğundan, böyle bir temas kuşkusu olanları, yani olay gündeme geldiği sırada ve öncesinde (kuluçka ve bulaş süresi içinde olmak kaydıyla) sağlık ocağı bölgesi dışına çıkan ve dışından içine gelen kişilere yönelik olası yeni ve farklı temasların kaydını herkesinn tutması istenir. bu durumda bir kişi ya da kişiler varsa öncelikle onların bilgisini toplanır ve merkezileştirilir. bu kişilerin bulunduğu yerler ocak bölgesinin yerleşim planına işlenir, onlar hastalık yönünden o anda kontrol edilir, onlar ve onlarla temas eden herkes herhangi bir belirti çıkana ve / veya söz konusu kuluçka süresi bitene kadar kendi evlerinde olmak üzere zorunlu karantina uygulanması sağlanır.

    bu kuşkulu kişiler dışındaki kişiler için sağlık ocağı bölgesindeki yaşamın normal olarak sürebileceğini hiç bir şekilde özel korunma tedbiri alınmasına gerek olmadığı da yine tüm ocak bölgesi yaşayanlarına duyurulur, belirli aralıklarla da kuralına uygun seçimlerle kontroller yapılır, herhangi bir riskin erken farkına varılması için gayret gösterilir.

    ocak bölgesinde yaşayanlar arasında eğer ocak bölgesi dışında çalışan dolayısıyla doğal yaşamı gereği işine gidecek kişiler varsa, bu kişilere işlerine devam etme kararlığındalarsa, onları salgın tümüyle bitene kadar yine ocak bölgesinin giriş çıkış noktalarına kurulacak özel konaklama ve barınma alanlarında yaşamaları sağlanır, bunun için gerekli altyapı o kontrollu giriş çıkış noktalarının hemen yanında oluşturulur, onlara kendi aileleri ve ocak bölgesi toplumunun gereken desteği sunacağı duyurulur. böylelikle bu kişilerin ocak bölgesindeki sağlıklı kişiler için birer kuşkulu temasta bulunması engellenir. benzer biçimde iş ve çalışma dışında böyle giriş çıkış zorunluğu olan kişileri de aynı uygulama kapsamı içinde tutulur.

    eğer sağlık ocağı bölgesi içinde, bu bölge dışındaki kişilerin günü birlik geldikleri, işyeri, okul, resmi kurum, yurt, kreş, vb. yerler varsa bu alanlarını da "özel karantina bölgesi" olarak tanımlanması sağlanır, buralara gelecek kişilerin giriş çıkışları ve korunmuş alanda serbestçe bulunmaları sınırlanır, ocak bölgesine girişten bu ortamlara varana kadar kontrol noktasında bulunan özel araçlarla ve ocak bölgesindeki sağlıklı kişilerle temas etmeden, adeta bir tünelleme sistemi kurularak onların buralara varması ve işleri bitince aynı şekilde geri dönmeleri sağlanır.

    bu bağlamda ocak bölgesindeki nüfusun ihtiyacı olan, ancak ocak bölgesi dışından temin edilen her şey olası bulaş süreleri dikkâte alınarak (başlangıçta canlı bir kişi geçerli kuluçka süresi, süre olarak belirlenecektir.) yine giriş çıkış bölgelerindeki özel depolarda bu süre kadar muhafazalarını sağlayacak şekilde bir önlemler alınır, bu yolla da insan dışı temas ve bulaş olasılığı ortadan kaldırılır.

    böylelikle sağlık ocağı bölgesi öncelikle "salgından etkilenmemiş 'korunmuş', 'güvenli' bir alan" hâline getirilmiş olur, alınan önlemleri aksatılmadan yapılan her şeye ve karşılaşılan sonuçlara ve gelişmelere dair bilgiler, hem ocak bölgesindeki topluluğa sunulur, hem de komşu ve daha üst düzey merkezlere yönelik olarak gerekli veri ve bilgi akışı sağlanır.

    böylelikle sağlıklı kişiler açısından belirlenen alanda tam bir serbestiyet, onun dışı için de tam bir izolasyon sağlanmış olur, bu önlemlerle birlikte salgın tüm ülkede tümüyle sona erene, ya da bir aşı ile tam ve kesin bir bağışıklık sağlanana kadar bu düzenlemeler sürdürülür.

    bunlar yapıldığı sırada, eğer bu bölge içinde bu önlemlere rağmen ortaya çıkan gerçek hasta ve olgular varsa, bunların da tedavi ve izlemelerini eğer sahip olunan imkân ve koşullar yeterli ise oldukları yerde, değilse yine ocak bölgesindeki diğer kişilere temas etmeksizin ve daha önce söz edilmiş tünelleme yöntemiyle gerekli merkezlere yönlendirilir. bu hasta kişilerin yakınlarına ve temaslılarına da yine benzer sürelerle ve biçimlerde karantina içinde yaşamlarını sürdürmeleri ve izlenmeleri sağlanır. bu kişiler herhangi bir kontrol ve değerlendirme nedeniyle ocak bölgesi dışına çıkmak zorunda olurlarsa, çıkışları ve sonuç ne olursa olsun eğer geri dönmüşlerse, dönüşleri yine aynı biçimde sağlıklı bireylerle temas ettirilmeden sağlanır ve evlerinde karantinada tutulamalarına devam edilir.

    tabi bu hasta bulunan ev ve odaklar için de ocak bölgesinde yapılanların benzeri uygulanabilir, eğer temaslı sayısı çoksa yine onlarla temas etmeyenler arasında bir sınır çizilerek uygulamalar aynı şekilde yapılabilir.

    burada da hedef yine hastalığın söz konusu olmadığı "sağlıklı" alanları belirlemek ve bu alanlardaki insanların, kuşkulu alanlarla temaslarını önlemek, böylelikle "korunmuş alanlar"ı daha küçük ölçekte oluşturmak ve süreleri gözeterek ve eğer bir sorun çıkmamışsa bu korunmuş alanları birbirlerine bağlayarak bu alanların genişlemesini sağlamak ve bu alanlarda eskiden olduğu gibi normal yaşamların sürmesi sağlanır, bu doğrultuda gerekli destekler sunulur ve uygulanır.

    ocak bölgesi içinde hasta sayısı çoğalırsa zaman korunmuş alanın ölçeği küçülterek aynı şeyler sokaklar, siteler ve evler olarak daha küçük ölçekli olarak da uygulanabilir.

    hastalığa dair bilgiler çoğaldıkça da sırasıyla risklerin daha çok olduğu kişi ve kesimleri daha özel ve özenli korunması, bu anlamda bir risk haritası ve listesi oluşturulması, bu bakımdan ihtiyaç olan ve gerekli kaynakların (aşılar, ilaçlar, diğer bakım unsurları, araç ve gereçler) neler oldukları, nerelerden, nasıl ve ne kadar temin edileceğinin saptanmasına yönelik çalışmalar düzenli ve sürekli olarak yapılır.

    bunlar yapılırken ocak bölgesine komşu diğer ocak bölgelerinde de aynı şeylerin yapılmasının sağlanması hedeflenir, aynı biçimde korunmuş ve riskten arındırılmış bölgeler birleştirilerek daha geniş alanlar oluşturulur, korunma ve karantina alanları bu alanların sınırlarında yeniden kurgulanır ve o noktalara taşınır, sonuçta bu geniş alan içinde yaşamın normal biçimde sürmesi sağlanır.

    "korunmuş ocak bölgeleri"nin birleşmesiyle korunmuş ilçelerin benzer biçimde bağlantılandırılması, korunma ve önleme tedbirleri sürdürülmek kaydıyla buralardaki yaşamın normale dönmesinin sağlanması da bir sonraki hedef ve iş olur. böylelikle illerdeki korunmuş alanlar yine komşuluk temelli olarak birbirleriyle irtibatlandırılır, eğer bu alanlar ilin bütünü düzeyinde olursa o zaman korunmuş illerin birbirleriyle temaslarını sağlayarak korunmuş bölgeler oluşturulması gündeme getirilir. böylelikle hasta ve temaslıların izolasyonu ile korunmuş alanların birlikte oluşturulması sağlandığı ve bunların irtibatı kesildiği için normal yaşam faaliyetleri her yerde eskiden olduğu gibi sürdürülebilir.

    yukarıda anlattığım şey en başında yani böyle bir sorun yokken ya da yük çok azken yapılmış olsaydı, bugün böyle bir sorunla uğraşmıyor olurduk. tabii ki bu çözüm ve uygulamalar şu anda da istenilen her yerde söz konusu olabilir.

    ancak şimdi öncelikle mevcut hastalarla uğraşmak gibi bir devasa yük söz konusu ve bunlara yönelik yapılması gerekenler de yapılmak durumundadır.

    yine de henüz hastalanmamış kişileri şimdi olduğu gibi "hastalanmayı ya da aşılanmayı" bekleyerek bekletmek de kanımca asıl ve en temel yanlıştır, bunun sonucunda herkesin bir şekilde etkenle karşılaşması olacak ve kayıplar büyüyecektir.

    bu bakış ve yeni bir yaklaşım en azından etkilenmemiş yerler ve kesimler için öncelenebilir, burada yine en küçük ölçekten yola çıkarak söz konusu "korunmuş alanlar" yaratılıp süreç içinde bunların birleşmesi sağlanarak korunmuş nüfusun sayı ve alanca genişlemesi sağlanabilir.

    ama burada önemli olan en başta da dediğim gibi yaklaşımdır. amaç, sadece hasta olanı saptamak ve yapılabildiği kadar tedavi etmeye çalışmak, bu arada da ölenlerin ölümlerini bu sonucun kaçınılmazlığını bahane ederek meşrulaştırmak olunca yapılacak olanlar dolayısıyla da sonuçlar farklı olacaktır.

    tam bu noktada aklıma ceyhun atuf kansu'nun "kızamuk ağıdı" aklıma geliyor. o yüzden girişe bu şiiri ekledim.

    orada söz edilen çocukları, toplumun tüm bireyleri hâline getirmezsek bu yıl covid-19, gelecek yıl movid20, sonraki yıl zovid21'le uğraşır ve ama asla sağlıklılık ve dolayısıyla da tam iyilik hâline ulaşamamış bir toplum ve dünya olarak kalır, bundan başka da bir çaremiz olmaz, sonuçta da hekim olmanın, sağlık hizmetinin ve hekimliğin de bir anlam ve önemi kalmaz.

    maruzatım ve önerim budur, kalın sağlıcakla,

    covidsiz bir geleceğe

     

    27.10-01.11.2020

     

     

    geri  

     

     

  •    

    "bilinenler, bilinmeyenler..."

    2019'un sonlarında başlayan covid-19 pandemisi nerdeyse bir yıldır tüm dünyadaki yaşamı değiştirdi.
    önceyle şimdi arasındaki değişimi herkes yaşıyor. ama farkları görünmez kılma konusunda dünya üzerindeki tüm yönetici ve yetkililer sanki anlaşmış durumda. peki neden?

    eylül 2020 / dereköy


    buzlar ülkesinde bir gün batımı
    buharlaşıyor soluğum
    geçmişim,
    geleceğim,
    benliğim,
    bir huzuru araken yüreğim
    gidiyorum
    12 ağustos 2020

    hâlen aktif hekimlik yapmasam da, 27 yıl hekimlik yaptım, üstelik çalıştığım hastalık bir enfeksiyon hastalığıydı ve bu hastalığı kontrol altına almaya yönelik bir kontrol programının da yöneticileri ve uygulayıcıları arasındaydım. tıp fakültesinde ve uzmanlık eğitimim sırasında aldığım temel bazı bilgileri, bu çalışma sırasında öğrendiğim özellikle, epidemiyoloji, istatistik ve enfeksiyon/kriz/salgın yönetimi bilgileriyle daha da geliştirdim. tüm bunların ışığında yaşadığımız covid-19 pandemisi (küresel salgını) sırasında gözlemlediklerime baktığımda uymayan pek çok şey olduğunu gördüm.
    bu arada covid hakkında yapılan bir paylaşımda covid'den ölenlere otopsi yapılmadığını öğrenince, epeydir aklımı kurcalayan covid'le ilgili kimi soruları paylaşmam gerektiğini düşündüm.
    bu arada b.gates'in "covid-pass" diye akıllı telefon tabanlı bir sistemin reklamını yaptığını öğrenince, ve bunun ne için düzenlendiğini anlayınca bu hastalıkla ilgili gizlenenlerin, bilinenlerden fazla olduğuna iyiden iyiye iknâ oldum. dolayısıyla bunu yapmam gerektiğini düşünüyorum.
    bunları derli toplu olarak sunmak, eğer yanıtlarını öğrenebilirsem yine bunları herkesle paylaşmanın, böylelikle kamuoyunun da öğrenmesini sağlamanın çok önemli olduğu kanısındayım.
    salgınla ilgili olarak kurulan bilimsel kurulun 2 eylül'deki toplantısının ardında sağlık bakanı sayın fahrettin koca'nın yaptığı açıklamadaki şu bilgiler dikkâtimi çekti.
    çünkü bugüne kadar yetkililer bu konuda hemen hiç bir bilgi paylaşmamışlardı ve benim aklıma gelen sorulardan bir bölümü de aşağıda göreceğiniz gibi bununla ilgiliydi:

    “enfeksiyon tanısı konanların covid olarak kaydedildiği söylenebilir”
    “2019'da toplam ölümler 297 bin 275'ti. buna yıllık beklenen artış oranı olan yüzde 2,2 ilave edildiğinde 2020 için beklenen ölüm 303 bin 815.
    “bu yıl gerçekleşen ölüm 303 bin 262. yani geçen yılki vefat sayımızla uyumlu, hatta daha altında. ilk 8 ay için söylüyorum.
    “ama Covid-19'dan gerçekleşen 6370 vefatı da ekleyince bu yılın ilk 8 ayındaki vefat sayımız 309 bin 632 oldu. burada özellikle 2020 için enfeksiyondan kaybedilen hastanın daha az olduğunu ama covid nedeniyle kaybedilenlerle toplamda arttığını görmüş oluyoruz.
    “2019 yılı ilk 8 ayı enfeksiyon hastalıklardan vefat sayımız 8 bin 72 ama bu yıl bu sayı 7 bin 491. yani geçen yıldan daha düşük.
    “bu veriler ışığında şu söylenebilir, covid hastalarının enfeksiyon diye kaydedilmesinden ziyade belki tersini iddia etmek, eskiden enfeksiyon tanısını konan bazı hastalarımızın covid olarak kaydedildiği de söylenebilir.
    “yani enfeksiyondan kaybedilenlerin bu yıl için aynı dönemde 8 bin 72 yerine 7 bin 491, şu an ilk 8 ayda.
    kaynak: bianet

    şimdi ben kendi sorularımı sıralayayım:

  • covid tanısı alan kişilerin (ölenler dahil) cinsleri, yaş grupları, coğrafi kökenleri, sağlık güvenceleri, halen ve geçmişteki işleri, ailesindeki birey sayıları nedir? covid dışında geçirdiği ve süren hastalıkları var mıdır, varsa bu hastalıklar nelerdir? bu kişilerin diğer kronik hastalıkları ve dezavantajları var mıdır? varsa bunlar nelerdir? kişinin bu tablo oluşmadan önceki son durumları nelerdir, buna dair bilgiler bilinmekte midir?, hastalığa yakalanan kişilerin kuluçka süresi içindeki sürede bulunduğu yerlere ve temas ettiği kişilere dair bilgilerle, filyasyon konusunda önemli olabilecek diğer bilgiler toplanmakta mıdır? bunlara dair toplu sonuçlar mevcut mudur? bu kişiler arasında önce ya da sonra covid saptananlar var mıdır? bu kişiler arasında covid tanısı almış başka kişilerle temas etmiş olanlar var mıdır? onlara dair virüs bilgileri ile hastada saptanan virüs tipinin uyumluluğu söz konusu mudur? hasta eğer bir kuruma başvurmuşsa o kurumda hastayla temas eden, gören, tanı ve tedavi süreçlerine katılan hekimlerin ve sağlık personelinin sayısı nedir? onların kimler olduğu kayedeilmekte midir? bu kişiler arasında covid tablosu ya da tanısı olup olmadığı bilinmekte midir?
  • hastanın kesin ölüm nedeni ve ölüme neden olan durum, koşul, hazırlayıcı unsurlar nelerdir? bunlar her olguda kaydedilmekte midir? eğer kaydediliyorsa bunlara dair toplu sonuçlar var mıdır? ölümün gerçekleştiği yer neresidir? ölene kadar o yerde geçirdiği süreç kayıt altında mıdır? (gün ve klinik seyir anlamında)
  • covid'le ilgili doğrulama incelemeleri nelerdir? tanının dayandığı kanıtlar hangileridir (test, klinik seyir, muayene ve inceleme bulguları), hastadan virüsün izole edilmiş midir? eğer edilmişse bunun invitro üremesinin gerçekleşmiş midir? gerçekleşmiş ise virüsün tiplerine dair bir bilgiler var mıdır? bunlar dünyanın başka yerlerindeki bilgilerle örtüşmekte midir?
  • covid nedenli ölümlere otopsi yap(tır)ılmadığı doğru mudur? bunun nedeni nedir? bu talimat/emirin kaynağı nedir? dünyada ve türkiye'de şimdiye kadar otopsi yapılan olguların sayısı nedir? sonuçları nelerdir?
  • covid ile ilgili sağlık bakanlığı bünyesinde oluşan bilimsel kurulun belirlenme ilke ve kuralları nedir? bu kişilerin kimlikleri ve özellikleri, bu kurula seçilme gerekçeleri nelerdir? bu kurulun şimdiye kadar yaptığı toplantıların kayıt ve tutanakları var mıdır? alınan kararlar ve kurul eğilimleriyle idari birimlere yönelik önerilerinin neler olduğuna erişilebilir mi? erişilemiyorsa neden erişilememektedir? bu kişilerin danışman olarak bu süreçle ilgili sorumlulukları nelerdir? bu katılımları için herhangi bir karşılık almakta mıdırlar? bugüne kadar ki toplam harcamaların dökümü mevcut mudur? bunlara erişilebilir mi? erişilemiyorsa nedeni nedir?
  • covid'le ilgili kamuoyuna sunulan veri başlıklarının ve süreç içindeki değişimler neye göre belirlenmektedir? bunun bilimsel temelleri, ölçütleri, yukarıda sorulan soruların yanıtlarının bu veriler içinde olmamasının nedenleri nelerdir? bu nedenlerin idari, hukuki, mesleki, etik, ahlâki dayanakları var mıdır? varsa nelerdir?
  • bu süreçte herhangi bir şekilde yapması gerekip de yapmayan, ya da yapmaması gereken şeyleri yapan kişilere dair yapılan işlemler ve sonuçları nelerdir? bu kişilerin sorumluluklarıyla ilgili bilgi, kanıt ve dayanakların muhafaza edilmekte midir? bunun daha sonra irdelenmesi mümkün müdür?
  • covid sürecinde gündeme gelen ve tanı amaçlı kullanılan test ve yöntemlerin nelerdir? bunların geçerlilik ve güvenilirlikleri, kesin tanı koymadaki değerleri, bunların üretimini kimlerin yaptığı, seçimin neye göre yapıldığı, alımın hangi yolla yapıldığı, şimdiye kadar ne kadarlık bir alım (miktar ve eder-maliyet olarak) devamlılığının nasıl sağlandığı, bunların kullanımına ilişkin özel kuralların olup olmadığı, kullanım süreçlerinde bunlara dikkât edilip edilmediği, test uygulama ve sonuçların belirleme yöntemleri, bu testlerin sonuçlarının açıklanmasıyla ilgili düzenlemeler olup olmadığı, bunun kimler tarafından neden bu şekilde belirlendiği, bu açıklamalarla ilgili sorumluluk ve hesap verebilirliklerinin olup olmadığı söz konusu mudur?
  • toplu olarak birarada bulunan özel gruplar (çocuk yuvaları ve yurtlar, yaşlıların sürekli bulunduğu huzurevleri, kronik hastaların uzun süreli -14 günden daha fazla- kaldığı hastane ve klinikler, göçmen kampları ve göçmenleri toplu olarak kaldığı birimler, cezaevleri, güvenlikle ilgili kurumlar -okullar ve çalışma birimleri-, eğer varsa sürekli ve uzun süreli çalışmanın gerçekleştiği -çalışanların birlikte yaşadığı ve sürekli olarka orada bulunduğu, çeşitli inşaatlar ve yapım çalışmaları yapılan- yerler, vb.) arasında covid'in görülme sıklığı ve sonuçlarıyla ilgili bilgiler var mıdır ve araştırılmakta mıdır? (bu gruplardaki popülasyonlar ayrı bir küme olarak toplu olarak değerlendirildiğinde, hastalığın oluşma ve seyrine ilişkin farklılıklar olup olmadığı, özellikle koruyucu tedbirler başta olmak üzere, tanı-tedavi süreçlerinde farklılıklar olup olmadığı araştırılmakta mıdır?)
  • herhangi bir nedenle koruyucu tedbileri bilerek isteyerek ya da emirle uygulayan kişilerde covid görülme sıklığı ve bunların sonuçları nelerdir?
  • covid19 etkenine dair bilgiler: bu virüsün dahil olduğu aile, o aile içindeki diğer virüslerle benzerlikleri ve farklılıkları, bu virüste görülen ve daha önce başka virüslerde saptanmayan herhangi bir özellik var mıdır? virüsün süreç içinde geliştirdiği mutasyon olup olmadığı bunlara dair bilgiler nelerdir? bu mutasyonların farklı suşlar oluşturup oluşturmadığı bilinmekte midir? bu virüsün başka virüs gruplarıyla olan benzerlikleri var mıdır? (1915'te görülen ispanyol gribinin etkeni olan virüsle morfolojik ya da oluşturduğu tablo bakımından benzerliklerinin olup olmadığı konusunda herhangi bir bilgi var mıdır?)
  • virüsün fizyopatogenezi, bulaş gerçekleştikten sonra vücutta nasıl bir süreci ortaya çıkardığı, bunun fizyolojik, biyolojik temelleri ve oluş biçimleri, farklı yaş grupları ve çeşitli başka sağlık sorunları olanlarla olmayanlar arasındaki seyir farklılıkları nelerdir ve kesin bilgiler söz konusu mudur?
  • covid19 pandemisine dair küresel ve ulusal ölçekte, kamuya açık olan duyuru, bilgi ve öneriler dışında, bu süreçte yer alan tüm görevlilere olağan akışa ve teamüllere aykırı yaptıkları ya da yapmamaları gerekenlerle ilgili olarak herhangi bir emir, öneri, dayatma, etkileme, zorlama vb. tutum ve davranışların söz konusu olup olmadığı, eğer varsa bunların kimlerle, ne yollarla olduğu, iletişimin nasıl ve hangi nedenle kurulduğu, bu sıradaki söz konusu tutum ve davranışlarla ilgili sağlıkla ilgili olanlar dışındaki herhangi bir sürecin belirleyici olup olmadığı (örneğin ekonomik, politik ve askeri tehdit ve yaptırımlar vb.) söz konusu mudur?
  • covid salgınında görev alan sağlıkçıların korunmaları ne düzeydedir? bunun sağlanmasına yönelik gerekli donanım ve malzeme nasıl sağlanmaktadır? bugüne kadar bu amaçla yapılan harcamaların toplamı ne kadardır ve karşılayan kişi, kesim ve kaynaklar kimlerdir ya da nelerdir? salgının bu aşamasında hastalığa yakalandığı belirtilen sağlıkçıların korunmalarındaki yetersizliğin nedeni nedir? bu görevlilere hastalığın bulaşması ile tanı konulması arasındaki zaman dilimi ne kadardır? eğer bu zaman dilimi içinde hastalığı üçüncü kişilere bulaştırma ihtimalleri varsa bunlar kontrol edilip izlenmiş midir? covid nedeniyle ölen sağlıkçıların ölümleri ile ilgili süreçler irdelenmiş midir? bu sonuca etki eden faktörler nelerdir? sağlıkçılar gerekli korunma çabalarını yeterince almış ama ona rağmen mi hastalanmışlar ve ölmüşlerdir? onlara sunulan hizmette bir ihmâl, eksiklik, gecikme, yetersizlik ya da imkânsızlık söz konusu mudur? nedenleri nelerdir?
  • sağlık bakanlığınca hizmete sunulan telefon tabanlı hizmetin çalışma mekânizması nedir? güvenliği ne kadardır? bu hangi bilgileri içermektedir?
  • salgınla ilgili temel epidemiyolojik verilerin toplu olarak sunulmamasının nedeni nedir? örneğin yukarıda alıntılanan son sağlık bakanı açıklamasındaki bilgiler daha önce kamuoyuyla neden paylaşılmamıştır? bu bilgilere göre geçen yıl covid19 yokken ölen kişilerin ölüm nedenleriyle kıyaslandığında aynı grubun hepsinin bu yıl covid yüzünden öldüğünü kanıtlanmış bir bilgi midir? nüfus atışına karşın, ölen kişilerin sayısının daha az olması neye bağlanmaktadır?
  • örneğin en çok yaşlı nüfus bulunan illerdeki covid nedenli yaşlı ölümlerinin sayısı daha yüksek midir? değilse bu durum nasıl açıklanmaktadır?

    sağlıkla ilgili her şeyin elektronik ortamda tutulduğu günümüzde, eğer bu bilgiler sisteme düzenli kaydediliyorsa bu verileri elde etmek saniyeler sürmeyecek bir iş. söz konusu veri tabanlarını oluşturan yazılımcılar bu soruların karşılıklarını biliyorlar kuşkusuz. bazı yetkililer de öyle. ama bizler bilmiyoruz. iki gerekçe ileri sürülüyor: mahremiyet ve toplumun korku ve paniğe kapılması. oysa bilgi değil bilgisizlik korku ve paniğe yola açıyor, tabii herkeste değil, çoğunluğun ise duyarsız, dolayısıyla ve dikkâtsiz davranmasına yol açıyor. hangisinin daha iyi ve doğru olduğunu gelecekte göreceğiz. ama amaç daha az kaybın yaşandığı bir geleceği diliyor olmamız.
    bu sorulara makûl mantıklı yanıtlar olursa başta da dediğim gibi herkesle paylaşmayı görev sayıyorum.
    tabii ki bu verilerin yanıtları, eğer önceki yıllara dair benzer verilerle birlikte değerlendirildiğinde anlamlı olacak. bekleyecek ve göreceğiz.

     

    “ insanın daima korktuğu şeyler başına geliyor.”
    ahmet hamdi tanpınar
    saatleri ayarlama enstitüsü

     

      geri