babam gideli bugün tam 12 yıl doldu

"babam gideli bugün tam 12 yıl doldu "

14 ocak 2025; gaziemir-izmir                  

babam gideli bugün tam 12 yıl doldu.

şimdilerde daha çok aklıma geliyor ve içimden daha çok konuşuyorum onunla. altmışlarından itibaren bazı yaşla artan hastalıklardan yakınsa da, 82 yıllık ömrünün sonlarında hayattan ve yaşadıklarından yakınır olmuştu.

67 yaşımın içindeyim, ve şu anda hayatttan, kendimden ve yaşadıklarımdan yakındığım çok şey var. belki o da benim yaşımdayken benzer duygular içindeydi, ama belki de, benim genellikle yaptığım gibi pek dışarıya duyurmak istemiyordu onları. bugün onu düşünürken aklıma geldi, arşivimden benim yaşımda olduğu zamanın bir fotoğrafını buldum ve onu "yapay zeka"ya yorumlattım. sonra da yakında çekilen bir fotoğrafıma aynı şeyleri uyguladım. değerlendirmenin sonuçları yandaki fotoğrafta. gelir tahminindeki ve fotoğraftaki bakıştan kaynaklanan farklı anlamlandırma dışında bir fark görünmüyor.

onuncu yıl

peki ben ne görüyorum. yaşadığımız âna özgü farklılıkları bir kenara koyarsak, 67 yaşında olduğumuz sıradaki görüntümüze göre ben daha az yıpranmışım sanki. bunda genetik farklılıklar -anne tarafımdan geçen kimi unsurların sonucu- yanında yaşamda çekilen sıkıntıların ve yaşanılan olumsuzlukların etkisi söz konusu olabilir kuşkusuz. ama bence asıl farklılık, fotoğrafın çekildiği dönemdeki içinde olduğumuz durumdan kaynaklanıyor olmalı. başka bir deyişle, şimdi şu anda yapmakta olduklarımızın farklılığı dışında bir belirleyici etken göremiyorum. o çocukları ve torunlarıyla olduğu zamanlarda en çok mutlu oluyordu. üç ayda bir emekli maaşını aldığı zaman eve gelirken aldığı farklı bir şeyden mutlu oluyordu. tuttuğu futbol takımı galip geldiğinde seviniyordu. ben ise öyle seyrek de olsa yakınlarımın ve sevdiklerimin çevreme toplaştığı anları yaşamıyorum. onların yanına -ki genellikle tek teke karşılaşmalar şeklinde oluyor- gittiğimde seviniyorum. ama yaptıklarım, ürettiklerim, öğrendiklerim de onun sahip olmadığı, benim artılarımı oluşturuyor.

o şimdi yok... boğazın karadeniz'e yakın bir kıyısında toprağa karışmış durumda. ama onu düşünen, hisseden, ananların sayısı bakımından bana göre çok daha üstün.

sonuç olarak bir çok açıdan benzer ve eşit olduğumuzu, hattâ onun çevresindekiler, ilişkide oldukları yakınları ve sevenleri bakımından benden daha "varlıklı" hattâ "zengin" olduğunu söyleyebiliyorum.

her canlı gibi bu dünyaya bir izbıraktı ve gitti... öyle bir izi bırakmak önemli bir marifet... keşke hepimiz yapabilsek...

onun, onuncu ölüm yıldönümünde yazdığım ve geçen yıl sonunda yayınladığım "karşılaşmalar" şiir kitabımda yer alan şiiri ona yollayayım.

onuncu yıl

  geri  

 

 

Bu sayfa en son 14.01.2025 tarihinde güncelleştirilmiştir.