|
Anneleri Çalışan Çocukların Sağlık Hakları-3
"Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliği" anne ve bebeğin sağlığının korunması, olumsuzlukların ortadan kaldırılması ve mağduriyetin önlenmesini düzenliyor.
BİA Haber Merkezi
01/07/2006 Mustafa SÜTLAŞ
BİA (İstanbul) -
İki haftadır sürdürdüğümüz; İş Kanununun 88'inci maddesine dayanılarak çıkarılmış bulunan "Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliği"ni tartışmaya bu hafta da devam edeceğiz.
Yönetmeliğin "dördüncü" bölümünde "Değerlendirme ve Bilgilendirme" başlıklı 7. Maddede işçinin gebelik ve emzirmeye başlama halinde işvereni bilgilendireceği; işverenin ise bu bildirime dayanarak onun çalışmasıyla ilgili durum ve koşulları, onun ve bebeğinin zarar görmeyecek şekilde düzenleyeceği belirtiliyor.
Güvenlik ve sağlık riskleri
Bu düzenleme anne ve bebeğin sağlığının korunması, karşılaşacakları olumsuzlukların ortadan kaldırılması ve mağduriyetin önlenmesi temelinde yapılacağı ifade ediliyor.
Yapılacak değerlendirmede; olası güvenlik ve sağlık risklerinin, gebe, yeni doğum yapmış ve emziren işçilerin gebelikleri ve emzirmeleri üzerindeki olası etkilerinin değerlendirilmesi, ile alınacak önlemlerin kararlaştırılmasının gerektiği, ayrıca işverenin, işten kaynaklanan vardiyalı çalışma, işini kaybetme korkusu, iş yükü ve benzeri stres faktörlerini ve kişisel olarak işçiyi etkileyen psiko-sosyal ve tıbbi faktörleri de dikkate almak zorunda olduğu kaydediliyor.
Önlemler ve uygulamalar
Tüm çalışma süreçleri ve yapılan bu değerlendirmeyle ilgili olarak da çalışan gebe, yeni doğum yapmış ve emziren işçinin bilgilendirileceği bir kural olarak aynı yönetmelikte ortaya konuluyor.
Yönetmeliğin söz konusu maddesi kararlaştırılan önlemlere ve uygulamalara ilişkin önlemleri de 8. maddede şöyle sıralamış:
* İşveren, değerlendirme sonuçları, gebe, yeni doğum yapmış ve emziren işçi için bir güvenlik veya sağlık riskini veya işçinin gebeliği veya emzirmesi üzerindeki bir etkiyi ortaya çıkardığında, ilgili işçinin çalışma koşullarını ve/veya çalışma saatlerini, bu işçinin bu risklere maruz kalmasını önleyecek bir biçimde, geçici olarak değiştirir.
* Çalışma koşullarının ve/veya çalışma saatlerinin uyarlanması teknik veya nesnel anlamda olanaklı değilse, işveren ilgili işçiyi başka bir işe aktarmak için gerekli önlemleri alır.
* Hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, gebe işçi sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılmaz. Başka bir işe aktarılması teknik ve makul olarak mümkün değilse, işçinin güvenlik ve sağlığının korunması için gerekli süre içinde, işçinin isteği halinde ücretsiz izinli sayılması sağlanır. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz.
Annenin çalışması ve sağlık hakkı
Sağlığın korunması ve geliştirilmesini açıkça önceleyen bu düzenlemeler; hem anne hem de çocuk için "sağlık hakkı"nın annenin çalışması halinde nerelere kadar uzandığını ortaya koymaktadır.
Gerçekten "insan haklarına saygılı" bir yaklaşımı gösteren bu yönetmelik hükümleri; aynı "durumda" olan tüm kadınların kendi durumlarıyla ilgili "haklarını" da bize işaret etmektedir.
Endüstrileşme ve çevre kirliliği yaratan diğer olumsuzluklar, yalnız bu sanayi tesislerinde çalışmakta olan işçiyi değil, onların bulunduğu yerlerde yaşayanları da yakından ilgilendirmektedir.
Örneğin hava ve su kirliliği yaratan durumlar, atıkların sağlığa uygun bir şekilde giderilmemesi, ulaşımdan kaynaklanan sağlığa yönelik olumsuzluklar, yaşam mekanlarının uygun olmamasından kaynaklanan riskler ve alt yapı eksiklikleri gibi olumsuzluklar, gebe, yeni doğum yapmış ve emziren anne ve çocuklarının sağlığı açısından "bireysel korunmayla" ortadan kaldırılamayacak riskler taşımaktadır.
Sağlığı koruyucu, olumsuzlukları önleyici tedbirler
O zaman bu tür sağlığı riske atan mağduriyetlerin söz konusu olduğu durumda da kadın ve çocukların korunması bir sağlık hakkı olarak savunulması ve talep edilmesi gereken bir hak olarak kabul edilmelidir.
Bu koşulda muhatap anayasaya göre "ferdin yaşama hakkının gereğini yerine getirmek" ve "sağlığını korumak zorunda olan" devlet ve ilgili yönetim kademeleridir.
Bu hakkın gereği olan hizmet ve işlemler de "anne ve çocuğun" bu tür mağduriyetler açısından değerlendirmesinin yapılması ve sağlığı koruyucu ve olumsuzlukları önleyici tedbirlerin alınmasıdır.
Kuşkusuz bu genel sağlık hizmeti verilen, gebe ve anneyle, çocukları izlemekle görevli sağlık kuruluşları eliyle verilecektir. O zaman bu kuruluşların bu tür hizmetlerinden yararlanmak da temel bir "sağlık ve hasta hakkı" olarak kabul edilmek durumundadır.(MS/AD)
|
..... |