|
Eşitsizlikler Doğmadan Başlıyor
Eğer cinsler arasında bir eşitsizlik söz konusu olacaksa, olacak çocuğun cinsiyetinin bilinmemesini ve buna yönelik işlemin yapılmamasını kadına özgü bir hak olarak tanımlayabiliriz.
BİA Haber Merkezi
24/09/2005 Mustafa SÜTLAŞ
BİA (İstanbul) -
Sağlıkla ilgili en önemli hak hizmete ulaşma ve etkin bir şekilde yararlanmaktır. Genel olarak toplumda tüm bireylerin en çok ihlâlle karşı karşıya kaldığı hakkı belki de budur.
Ama bu konuya bir de kadın ve erkeği birbiriyle kıyaslayarak baktığımızda burada da çarpıcı bir eşitsizlikle karşılaştığımızı fark ederiz. Kadınların yaşamlarının her evresinde sağlık hizmetine ulaşma ve yararlanma hakkı açısından erkeklere göre büyük bir eşitsizlik söz konusudur.
Oysa salt bu hakkın kullanılması bakımından bile kadınların haklarının erkeklerden daha farklı boyutta olması gerektiği anlaşılır.
Önce gelenek
Kadının yaşamını içinde bulundukları dönemlere göre farklı evrelere ayırır ve bunları irdelersek bu farklı ve ayrıcalıklı durumları daha kolay anlayabiliriz.
Gerek ekonomik nedenlerle, gerekse geleneklerle daha doğduğu andan başlayarak sağlıklılık halini sürdürmesi için gerekli hizmetler, kız çocuklarına örneğin erkek kardeşlerine göre daha az oranda sunuluyor.
Her şeyden önce kız bebek/çocuklara ve annelerine, erkek bebek/çocuklarla aynı hakların sağlanması gereklidir.
Daha annenin karnına düşüldüğü dönemde eşitsizlikler ve farklılıklar başlıyor. Günümüzde tıp teknolojisin sağladığı olanaklarla "doğmadan önce", dahası şimdilerde "olmadan önce" çocuğun cinsiyetini belirleme ve bilmek söz konusu olabiliyor.
Aleyhte ayrımcılığı önlemek
Günümüzde aileler; eğer olanağı varsa, sıklıkla, olacak çocuklarının cinsiyetinin "erkek" olmasını istiyor. Bunu bir tıbbi müdahale ile gebeliğin söz konusu olduğu "in vitro fertilizasyon" denilen yöntem uygulanırken gözlüyoruz.
Aileler daha çok gelenekler, erkek egemen yaklaşım ve ekonomik gerekçelerle oğlan bebek olmasını daha çok talep etmekte, dolayısıyla eşit davranmama tutumu ortaya çıkıyor.
Bu yolla bebek sahibi olmak isteyen ailelerin özellikle erkek bebek istemelerine karşı yeterli bir bilgilendirme ve aydınlatma hizmeti sunulmalıdır.
Bu yalnız tıbbi hizmetin gereği bir hakkın yerine getirilmesi için değil, "dişi cins" aleyhine bir ayrımcılığın önlenmesi bakımından da önemlidir.
Hamilelikte farklı yaklaşım
Çocuğun cinsiyetini hamilelik döneminde herhangi bir biçimde öğrenmişlerse ve doğacak çocuğun kız olacağı bilgisine ulaşılmışlarsa; pek çok durumda gerek anneye, gerekse anne karnındaki bebeğe karşı, "oğlan bebek gebeliği"yle aynı oranda ve biçimde özen gösterilmediğini de görmekteyiz.
Bazı yoksul toplumlarda olduğu gibi bizim toplumumuzda da bu çocuğun aldırılması ya da düşürülmesi için çaba gösterilmektedir. Bu nedenledir ki Hindistan ve Çin'de çocuğun cinsiyetini önceden belirleme "suç" olarak tanımlanmakta, dahası bu işi yaparken yararlanılan "ultrason cihazı" bir suç aleti olarak tanımlanıp, bulundurulması ve kullanılması yasaklanmıştır.
Başka bir deyişle salt kadın açısından olumsuz bazı eylemlerden kaçınmak üzere; kadın cinsi için bir özel hak olarak; bazı toplumlarda, çocuğun cinsiyetinin doğum anına kadar öğrenilmemesini sağlayacak düzenlemeler mevcut bulunuyor.
Kadına özgü bir hak
Daha doğrudan söyleyecek olursak; eğer cinsler arasında bir eşitsizlik söz konusu olacaksa, olacak çocuğun cinsiyetinin bilinmemesini ve buna yönelik işlemin yapılmamasını kadına özgü bir hak olarak tanımlayabiliriz.
Tersine bunun bilinmesi kadın açısından olumlu anlamda yani "pozitif bir ayrımcılık" olarak ek, özel ve üst bazı hizmetleri sağlayacaksa bu defa da cinsiyetin bilinmesi için gerekli tıbbi işlemler kadınlar için ek ve ayrıcalıklı bir hak olarak tanımlanmalıdır.
Bazı genetik hastalıkların yani soydan gelen bazı hastalıklarda, hastalık tablosu "erkek"te ortaya çıkar. Başka bir deyişle "kadın" yalnız hastalığı taşır. Bu durum da zaman zaman kadının ve "dişi" cinsin aleyhine bazı uygulamalara yol açabiliyor.
Özende farklılık
O zaman bununla ilgili haklar da kadın açısından daha önemli hale gelmektedir. Özellikle "genetik tanı ve doğum öncesi bilgilendirmeye yönelik tıbbi danışmanlık ve destek hizmetlerinin sağlanması" kadın açısından daha önemli bir hak olarak tanımlanmalı.
Çocuk doğduktan sonra da kız ve oğlan çocuğun sağlık açısından farklılıkları olmakta ve çocuğa gösterilen özende cinsiyet belirleyici olabiliyor.
Örneğin beslenme sağlıklılık halinin devamı için çok önemli bir unsurdur. Bebeğin beslenmesinde de en önemli seçenek anne sütüdür ve bebeğin emzirilmesi çok önemlidir.
Emzirme bile daha az
Bu noktada da somut yaşamda bazı farklılıkları gözlemliyoruz: Annenin emzirme süresi bakımından iki cins kıyaslandığında; kız çocukların daha kısa süreyle emzirildiği görülüyor.
Günümüzde bir çok bakımdan bir hatta kimi yerlerde iki yıla kadar uzayabilen emzirme süresi, bebek "kız" olunca çok daha kısalmaktadır.
Dolayısıyla bebeğin sağlıklılığının sağlanması ve izlenmesi için sunulan "ana çocuk sağlığı hizmetleri" bir hak olarak toplumun bireylerine sunulurken, kız çocuklarına yönelik ayrımcı tavırlara karşı çıkılmalı, tersine aradaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması için kız çocuklara yönelik "pozitif ayrımcılık" yapılması sağlanmalı ve talep edilmelidir.
Bebeklikte eşitlik
Bu talep "bebek-çocuk sağlığı" hizmetleri sırasında tıpkı "anne sağlığı" izlemeleri ve hizmetleri sırasında olduğu gibi özellikle talep edilmeli ve hizmete ulaşma ve yararlanma hakkının gereği yerine getirilmelidir.
Beslenme, aşılama ile bulaşıcı hastalıklardan koruma, düzenli bakım ve izleme, herhangi bir hastalık ortaya çıktığında ayrımsız bir şekilde zamanında ve etkin biçimde sağlık hizmetinin sunulması, tanı ve tedavi olanaklarının eşit biçimde kullanılması hamilelik ve bebeklik döneminde her iki cinse eşit olarak sağlanmalıdır. (MS/BA)
|
..... |