|
Sakatlar ve Cinsellik
Cinsellik, sakatlar için de en az "sağlam" insanlar kadar fiziksel, ruhsal ve sosyal ve doğal bir gereksinim. Dahası, ertelenebilse bile; tam bir sağlıklılık hali için, bir şekilde karşılanması zorunlu bir gereksinim dolaysıyla bir hak olduğu unutulmamalı
BİA Haber Merkezi
16/07/2005 Mustafa SÜTLAŞ
musutlas@gmail.com
BİA (İstanbul) -
"Cinsellik" güncel yaşamda en çok konuşulan, en çok merak edilen ama toplumun genel ortalaması göz önüne alındığında çok az bilgi sahibi olunan; değişik araştırmaların ortaya koyduğuna göre de yaşarken en çok sıkıntı çekilen, bunların bir bölümü tıbbın olanaklarıyla çözümlense de bir yandan genel bilgi eksikliği, diğer yandan da "ticaretin en vahşi biçimde işlediği" bir alan olması nedeniyle, gerçek çözümlere ulaşma bakımından da en çok zorlanılan konulardan birisi.
Dinin etkileri, toplumsal yaklaşım, gelenekler ve görenekler, insanı değil devleti ve düzeni koruyan yasaların getirdiği kısıtlamalar ve engellemeler de aslında bu konudaki sorunları artıran nedenler arasındadır.
Sakatların durumu ise her alanda olduğu gibi bu konuda "sağlam" olanlara göre çok daha kötüdür. Her insanın olduğu gibi sakatların da bir cinsel yaşamı olabileceği kimsenin düşündüğü ve öncelediği bir konu değildir.
Sağlık hizmeti verilirken de kişinin ve onun yaşamının bu yanı göz önüne alınmaz, buna yönelik özel çabalar gösterilmez, düzenlemeler gerçekleştirilmez.
Sağlık alanındaki bu yaklaşım yalnız sakatlar için değil, uzun erimli pek çok hastalığı yaşayanlar için de böyledir.
* * *
Cinsellik ve cinselliği yaşamak, sakatlar için de en az "sağlam" insanlar kadar "fiziksel, ruhsal ve sosyal" ve "doğal" bir gereksinimdir. Dahası çeşitli nedenlerle ertelenebilse bile; "tam bir sağlıklılık" hali için, "bir şekilde karşılanması zorunlu olmazsa olmaz" bir gereksinim, dolayısıyla bir "hak" olduğu unutulmamalıdır.
İnsanlara ve bir bölüm sağlıkçıya, genel olarak "sakatlık" ve hatta bazı durumlarda hastalık hali, cinselliği de cinsel gereksinimleri de ortadan kaldıran bir durum gibi gelir.
Buna "sakat"ın bu konuda duygularını baskılayarak ortaya koyduğu "dışa dönük tutum" da katkıda bulunur genellikle. Cinselliği beğenilmenin ardından yaşanan bir olay, sakatlığın doğurduğu "eksikliği" de beğenilmeyi engelleyen bir durum gibi görür çoğunlukla sakat ve onun çevresi.
O nedenle yasal ve doğal yönden cinselliği yaşamak isteyen erişkin sakatlar, çevrelerin de baskı ve yönlendirmesiyle, kendileri gibi başka sakatlarla evlenmeyi yeğlerler.
Durumlarının benzer olmasının gündelik yaşamda sağlayacağı kolaylıklar -ya da güçlükler yanında bu yöndeki değerlendirme de sakatları böyle bir tutuma yönlendirir.
* * *
Oysa cinsel işlevleri yerine getiren organlardaki kusur ve noksanlıklar dahil her tür sakatlık halinde "sakatların cinsel istek, arzu, yetenek ve eylemleri" sağlam insanlarla hemen hemen aynıdır.
Çünkü "cinsellik" yalnız fiziksel değil, yukarıda da belirttiğimiz gibi ruhsal ve sosyal bir edimdir.
Belden altı hiç olmayan bir kötürüm de, boynundan aşağısı tutmayan bir "omurilik felçlisi" için de tüm fiziksel zorluklarına hatta kimi durumlarda olanaksız hale gelmesine karşın beyinleri sağlam olduğu oranda "cinsellik" yaşamlarının bir parçasıdır.
Bu yöndeki gereksinimleri de onun diğer insani gereksinimleri gibi en doğal haklarından birini oluşturur.
Sakatların cinselliği yaşamlarının toplumun bakış ve yaklaşımı nedeniyle "olanaksız" hale gelmesinin çözümü kuşkusuz toplumun eğitimi ile mümkün olacaktır.
Bu eğitimin tıbbi yönlerini anlatacak, aktaracak olanlar da "sağlık hizmeti verenler"dir. Her düzeydeki "sağlıkçılar" önce kendi tutum ve davranışlarıyla, sonra da anlattıkları ve aktardıklarıyla toplumun bu yöndeki bilgilendirilmesinde üzerine düşenleri düzenli ve sürekli bir şekilde yerine getirmelidir.
* * *
Sağlıkçıların bu konudaki asıl görevleri ise meslekleriyle ilgili konularda yapmaları gerenlerdir. Sağlıkçılar, ne şekilde ve ne nedenle olursa olsun hizmet verdikleri sakatların bir "cinsel yaşamları"nın da olduğunu unutmamalıdırlar.
Sakatların bu yöndeki gereksinimlerinin karşılanması konusunda sakatlıklarının yol açtığı olumsuzlukları, tıbbın olanaklarıyla giderilmesi mümkün olduğu kadarıyla giderilmesini sağlamayı da "görevleri" arasında saymalıdırlar.
Dahası verdikleri sağlık hizmetlerinin arasına bir özel uzmanlık alanı hatta belki de dalı olarak bu konuyu da katmalıdırlar.
Üstelik bunları bir yardım, kendi istekleriyle yaptıkları bir iş olarak değil, "sağlık hakkı, sağlık hizmetlerine ulaşma ve yararlanma hakkının bir unsurunun yerine getirilmesi için gereken görevler" olarak kabul etmelidirler.
Türkiye Sakatlar Derneği'nin internet sayfasında yer alan, Tayfun Uzun 'un çok güzel bir şekilde ortaya koyduğu, sakatların cinselliğini engelleyen; cinsel birleşmeyi ve edimi engelleyen kas eklem sertlikleri vb. bedensel sorunların bir bölümü gerçekten de bugünkü tıbbın olanaklarıyla ortadan kaldırılabilir sağlık sorunlarıdır.
Bu fiziksel sorunlar yanında cinselliği yaşayamamanın getirdiği psikolojik sorunların tedavisinin de bu sorunların belirti ve sonuçlarına yönelik psikiyatrik tedaviden daha önce, cinselliği yeniden yaşayabilir hale getirmek gibi "radikal" bir çözümünün olduğunu tüm hekimler, sağlık çalışanları ve sağlık hizmetini hazırlayanlar göz önünde tutmalıdırlar.
* * *
Son bir önemli nokta da bu konudaki tıbbi hizmetlerin bedellerinin ödenmesi konusudur.
Bunun da sakatların tüm diğer gereksinimleri gibi "tıbbi" bir gereksinim olduğunun kabul edilmesi ve ya sosyal güvenlik kurumlarının hizmet kapsamı içinde sayılması, ya da özel yasaları içinde belirtilen kimi olanakların bu yöndeki gereksinimleri de kapsayacak şekilde genişletilmesiyle sağlanmalıdır.
Yaşam tüm boyutlarıyla bir bütündür. İçinden herhangi bir unsurun eksik olması, yalnız insan bedeninde ve ruhunda eksiklikler yaratmaz, aynı zamanda toplumsal yaşamda da bedelini daha geniş kesimlerin ödediği "toplumsal sorunlar" yaratır.
Cinsellik ve cinselliği gerektiği gibi yaşayamamak da bunların arasındadır.
Bu eksiğini gideremediği ya da karşılayamadığı için kendine çevresine ve topluma karşı duyduğu kin ve tepki nedeniyle, yapması gerekenleri yapmayanların, eksik yapanların ya da yapması gerektiğinden farklı bir şekilde yapanların yaptıklarından hepimiz her gün bir şekilde etkilenmekteyiz.
Bu etki yalnız bireysel düzlemde değil, aynı zamanda "toplumsal yaşam ve düzende de sorunlara" yol açmaktadır.
Eğer söylendiği gibi La Jakond 'un yüzündeki gülüşün anlamı bir gereksinimin henüz yeni karşılanmanın getirdiği mutluluk ve doymuşluktan kaynaklanıyorsa, çevremizdeki insanların bir çoğunun yüzlerinde "mutluluğun en küçük bir zerresinin olmayışı"nda önemli etkenlerden birisi de yaşayamadıkları cinsellikleri olmasın sakın?
Sağlamıyla sakatıyla mutlu bir toplum olmak için onları bir, tek ve aynı biçimde "insan" olarak görmek, düşünmek, davranmak, gereksinimlerine böyle bakmak ve karşılamak gerekir. En başta da sağlık hizmetlerinde.(MS/EÜ)
|
..... |