|
Sağlık Kurumlarında Hizmet Mekanları
Genel sağlık kurumlarında yalnız "yürüyemeyen" sakatlar değil, "görmeyen", "duymayan", "konuşamayan", "anlayamayan" sakatlarla birlikte "kendine özgü özel sakatlıkları" olan tüm sakatlar için gerekli düzenlemelerin yapılması olmazsa olmaz bir koşuldur.
BİA Haber Merkezi
25/06/2005 Mustafa SÜTLAŞ
musutlas@gmail.com
BİA (İstanbul) -
Bedensel sakatlıkları olanlar, sakatlıklarıyla ilgili "özel hizmet" aldıkları sağlık kurum ve kuruluşlarında kısmen de olsa yapılan özel düzenlemelerle daha kolay hizmet alabilmektedirler.
Ancak hep söylediğimiz gibi, sakatlar genel sağlık sorunlarıyla ilgili olarak aynı kuruluşlardan değil, herkesin gittiği kuruluşlardan hizmet almak durumundadırlar.
Bu kurumlarda ise onların hizmet almasını önleyen çok sayıda "fiziksel" engel bulunmaktadır.
Bu engeller arasında sakatların aşması zor olan basamaklar, başında ya da sonunda farklı bir yükseltinin yer aldığı korunaksız ve eğimi uygun olmayan, ulaşımı zor yerlere konulmuş rampalar, küçük ve genellikle köşelere gizlenmiş bulunması zor ve gerekli sesli, ışıklı uyarıları hemen hiç çalışmayan, içinde tutunmaya yeri olmayan asansörler, yeterli standart açıklığa sahip olmayan, yalnız "sağlam kişiler" için düşünülmüş kapılar, koridorlar ve dönemeçler, hemen hiç birinde olmayan işaret ve bilgilendirme çizgileri, görmeyenler için yapılmış sesli uyarı sistemleri ve özel düzenlemeler, her tür sakata hizmeti kolaylaştıracak rehberlik ve danışmanlık hizmetleri, sakatlara yönelik olarak yapılmış zorunlu ihtiyaç mekanları ve tuvaletler sayılabilir.
Sağlık ocağı, poliklinik gibi ayaktan başvurulan küçük sağlık merkezleri ve kuruluşlarında bu tür düzenekler hemen hiç yoktur. Olanlarda ise bakım-onarımlarının yapılması ve geliştirilmesi için yeterli kaynak yoktur.
Birçok yerde ise bazı yasal zorlamalarla teftişte var demek için yapılan oysa kullanılmayan, "göstermelik" olarak yapılan düzenlemeler ise kurumlar hizmete girdikten sonra çoğunlukla depo gibi başka amaçlar için kullanılmaktadır.
Tüm bu durumlara hemen birçok "genel sağlık kuruluşu"nda rastlamak olasıdır.
Gözden uzak ve kırsal kesimlerdeki sağlık kuruluşlarında bu tür düzenlemeler genellikle hiç yoktur. Çok büyük olanlar dışında "özel sağlık kuruluşları"nda da bunlar bulunmaz. Olmadığını işaret edince "özel" olması bir neden olarak gösterilir.
Oysa özel sağlık kurumları da "sakatların" yararlanabileceği şekilde düzenlenmelidir.
Bunlar olmadığı için sakatlar genel sağlık sorunlarında en yakınlarındaki sağlık kurumlarına ulaşamamakta ve yararlanamamakta, ya hizmet alımını ertelemekte, ya çok daha uzak yerlerden bu hizmetleri alma yoluna gitmekte, ya da acil bir durum çıkınca "benim halimden beni bilen anlar, nasıl olsa bir bakan olur" diyerek kendi sakatlıklarıyla ilgili hizmet kurumlarına gitmekte, bu kurumlarda gereksiz bir hizmet artışına, belki de yeterli olmayan bir hizmeti almak durumunda kalmaktadırlar.
Dolayısıyla tüm bu yerlerde sağlık hizmetine "ulaşma hakları" daha baştan ihlâl edilmiş olmaktadır.
* * *
Sakatlara yönelik kanunun bir türlü yasalaşmamasının bir önemli nedeni de, bu yasanın tüm kurum ve kuruluşlarda sakatlara yönelik altyapı engelinin kaldırılmasının amir bir hüküm olarak getirilmesidir.
Yalnız sağlık alanında değil, tüm kamusal hizmet alanlarında bu engellerin kaldırılması kamunun ve tüm toplumun, "bedeli çok yüksek" önemli bir iş olduğundan "kaynak yetersizliği" bahane edilerek yasa çıkarılmamaktadır.
Diğer tüm kamusal hizmet alanlarındaki duruma bakılmaksızın sağlık kurumlarında bu düzenlemelerin "öncelikle ve ivedilikle" yapılması gereklidir.
Çünkü fiziksel engeller hizmete ulaşmayı doğrudan engelleyerek bir hak ihlâline yol açmaktadır.
Sağlık Bakanlığı kendi bünyesindeki kurum ve kuruluşlara bundan birkaç yıl önce bu tür konularda gerekli "iyileştirme"lerin sağlanması için gereğinin yapılmasını emretmiştir.
"Görüntü"de bazı düzenlemeler yapılmışsa da, bunlar hem tüm kurumları kapsamamaktadır, hem de tüm kurumların hizmetle ilgili tüm bölümleri için bu düzenlemeler yapıl(a)mamıştır.
* * *
Diğer yandan bu kurumlarda yapılacak düzenlemeler planlanırken, hizmet almayı engelleyen sakatlık olarak yalnız "hareketi kısıtlılığı olan sakatlıklar" göz önüne alınmaktadır. Oysa sık görülen sakatlıkların tümü düşünülerek gerekli düzenlemelerin yapılması zorunluluktur.
Yalnız "yürüyemeyen" sakatlar değil, "görmeyen", "duymayan", "konuşamayan", "anlayamayan" sakatlarla birlikte "kendine özgü özel sakatlıkları" olan tüm sakatlar için gerekli düzenlemelerin yapılması olmazsa olmaz bir koşuldur.
Tüm sağlık kuruluşları bu düzenlemeleri yapmalı ve kendi kurumu için tüm topluma şu mesajı verebilmelidir:
"Bu kurumdan sakatlığı ne olursa olsun, tüm sakatlar, genel sağlık hizmetleriyle ilgili gereksinimlerini sakatlığı olmayan yurttaşlarla eşit biçimde yararlanırlar".
Sakatlar kendi aralarında iletişim ve bilgilenme için kullandıkları ortamlara bu olanaklara sahip kurumların bilgisini yerleştirmekte ve duyurusunu yapmaktadırlar.
Tüm sağlık kurum ve kuruluşları gerekli düzenlemeleri "tam olarak" yaptıktan sonra kurumun görünür bir yerine yukarıda belirttiğimiz ibareyi içeren bir "tabelayı" asmalı, bu yerin adı bu duruma geldikten sonra sakatların iletişim ortamlarında da ilan edilmelidir.
* * *
Tüm sağlık kuruluşları ve onların hizmet veren tüm birim ve unsurları, mekansal düzenlemelerini sakatların da yararlanabilmesi için gerekli her türlü donanıma (asansör, rampalar, kapı genişlikleri, özel ayrılmış bölümler, genel gereksinimlere yönelik düzenlemeler -ör:tekerlekli sandalyeyle girilebilecek tuvaletler vb.-) ve hizmetin sunulmasını kolaylaştıracak düzenlemelere sahip olmalıdır. Bu temel bir "hak" ve "görev" olarak kabul edilmelidir.
Bu konularda inşaatlarla ilgili yönetmelik ve standartların oluşturulması ve uygulamada da işler kılınması çok önemlidir.
Ama yalnız kamu görevlilerinin çabası yeterli görülmemeli, sakatlar, yakınları ve tüm toplum bu konuda da üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Bu bağlamda bina ve toplum içindeki diğer yerlere fiziksel erişimi iyileştirmeye yönelik olarak; sakatlar, anne-babaları, aileleri, bakıcıları ve diğer hizmetlerini gören kişilerin, bu düzenlemelerle ilgili planlama süreçlerine daha etkin katılmaları, sorunlara bulunacak çözümlere katkıda bulunmaları, hizmet alınan kurumların yöneticileriyle oraları ziyaret etmeleri, erişim bakımından yapılması gereken değişikliklerin belirlenmesi bakımından işbirliği yapmaları çok önemlidir.
"Tam erişilebilir" olmadıkları sürece, yalnız topluma hizmet veren birimlerle, sağlık yapılarına da imar, inşaat ve kullanma izni verilmemeli, mevcutlar mutlaka yeniden gözden geçirilerek eksikleri giderilmeli, yenileri bu kurallara göre planlanmalıdır.
Bu amaçla yapılacak onarım ve değişimler için gerekli kaynaklar oluşturulmalı, gerekirse özel fonlar kurulmalıdır.
Özellikle kırsal ve uzak bölgelerdeki kurumların yetersiz ve eksik kaynağa sahip oldukları düşünülerek, bu yerlere yönelik kaynak aktarımları söz konusu olmalıdır.(MS/EÜ)
|
..... |